Giriş
2020’lerin ilk yarısı, dünya siyasetini derinden sarsan iki sıcak çatışmaya sahne oldu: Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ve kısa süre önce patlak veren İsrail-İran çatışması. Bu iki cephe, coğrafi olarak farklı bölgelerde olsa da uluslararası dengeler ve ekonomik çıkarlar açısından birbirine bağlanmış durumda. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bu krizlerin her ikisinde de kilit bir aktör konumunda. ABD, bir yandan Avrupa’da müttefikleriyle Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklerken, diğer yandan Ortadoğu’da İsrail’in yanında İran’la karşı karşıya geliyor.
Bu çatışmaların arka planında yalnızca askeri hedefler değil, aynı zamanda jeoekonomik çıkarlar da yer alıyor. Savaş ortamı, devletlerin enerji politikalarından silah satışlarına, finansal sistemlerden uluslararası ittifaklara kadar geniş bir alanda hesap yapmasını gerektiriyor. ABD ise sahip olduğu küresel güç projeksiyonu sayesinde, bu krizlerden enerji, silah sanayii ve dolar merkezli para sistemi üzerinden önemli kazanımlar elde ediyor.
Bu yazıda, savaş ekonomisinin enerji piyasalarına etkisi, Avrupa ve Ortadoğu’daki güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesi, NATO genişlemesinin ABD silah pazarına yansımaları ve doların küresel tahakkümünü koruma stratejileri ele alınacaktır. Tüm bu başlıklar, Ukrayna ve İsrail-İran cephelerindeki gelişmeler ışığında bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilecektir. Ayrıca, Ortadoğu’da Müslüman halkları yakından ilgilendiren yönler özellikle vurgulanarak, yaşananların İslam dünyası perspektifinden ne anlama geldiği incelenecektir.